27 Ekim 2009

District 9

Günümüzün Blade Runner'i var karsimizda.


Hiç birsey okumadim bu filmle ilgili. Sadece çok sevdigim ve görüslerine inandigim iki arkadasim "iyi film" dediler. Onlar da onay verince izleyiyim dedim. Ama sanki "kuru kuru" söylenmis "iyi"lerdi bunlar. Çünkü -abartiyor olablirim- bu film modern zamanin klasiklerinden biri olmaya adaydir.

District 9 pekçok açidan türünün en iyileri arasina girecek bir film. Öncelikle türler üstü ve karisimi bir film olarak ustalarin yapitlarina oldukça yakin. Belgesel teknigiyle yapilan giris o kadar gerçekçi ki 5-10 dakika geçince yasanmis bir olayin konu alindigi birseyler izliyormus gibi hissetmemek nerdeyse imkansiz. Bu gerçekçilik hissi tabi ki filmin etkileme derecesini oldukça arttirmakta. Diger türler ise bilimkurgu, gerilim, aksiyon, drama, kurmaca, belgesel hatta yer yer komedi denebilir.


Filmde ana akimdan farkli oldugunu ilk dakikada hissettiren sey ise, uzaylilarin mekiginin New York ya da Londra'ya degil de Johannesburgh'a inmesidir. Bu bile bir isaret aslinda. Tabi burada Nijeryalı göçmenlerin yaratıklarla beraber hayvan gibi yaşamasına çekilen dikkat de önemli.

Filmin konusuna gelecek olursak, Vikus kayinpederinin torpiliyle mi degil mi belli olmasa da MNU'da terfi almistir. Dünyaya uzay mekigiyle gelen, ilk 3 ay boyunca hareket görülmeyince içeri giren askerlerin açliktan biçare uzayli yaratiklarla karsilasip, insanlarin onlara bir göçmen kampi kurmasina maruz kalan ve Vikus bu sayilari hergün artan uzaylilari yeni "ultra modern kamplarina" tasimak için görevlendirilir. Bu ugurda ise tek tek kampi gezip onlari ikna etmelidir. Evet onlarla "nerdeyse" kardesçe yasaniyor ve iletisim kurulabilmektedir. (kardesçe abartilmistir)


Vianvari bir yapi filmin heryerine isliyor. Ne çok seviyorum Vian'i ve ondan beslenen seyleri. Nasil Vikus bir kimyasal sebebiyle yaratiga dönüsmeye basliyorsa (bkz : Elephant Man) kamera, hikaye ve film de evrim geçiriyor. Uzayliya bakis, insanlarin uzaylilar üzerindeki asil amaçlari degisiyor (MNU, uzayli teknolojisini çözerek para kazanmak isteyen bir silah üreticisidir). Yani sevilmeyen, dis görüntüsü rahatsiz edici ve insanlari "öldüren" yaratiklar bir kenara atilip kaderlerine terk ediliyor ve sadece öldürülmedikleri için insanogluna itaat etmeleri bekleniyor. Çünkü onlara saglanan bir lütuf. "Yasamana izin verdim, köpek gibi de yasasan da bana sükredeceksin" deniyor. Zaten filmin kirilma noktasi bu. Filmin ilerleyen dakikalarinda kimin yaratik gibi kimin insancil davrandigi bir anda degisiveriyor. Para ve kan hirsi insani degisime ugratiyor. Gerçek degisimi yasayan Vikus ise normale dönemk için sarf ettigi çabayla en insancil içgüdüyle "hayatta kalma"ya çalisiyor. Burada filmin nerdeyse aksiyona dönene yapisi da hiç rahatsiz edici degil. Dedim ya hayatta kalmak için savasmak lazim sonuçta.

Yukarda saydigim bu nedendir filmin derin okumalara açik oldugunu düsünme sebebim. Günümüz dünyasi ve türkiyesine dair okumalara.


Yazinin basindaki Blade Runner ibaresi niye mi var? Deckard androidlerin pesine gönderilmis ve asil kimlikleri kendilerinden bile saklanan bu androidleri öldürmekle görevlendirilmisti. Bunu bir yere kadar da yapmisti. Ama ne zaman ki onlarin gerçekten suçlu olmadigini düsündü, o zaman yardim etmeye basladi. Belki kendini kurtariyordu belki o da bir androiddi (ya da dönüsüm geçiriyordu). Ama kendi yasami için mücadele eden bu azinliga bir yerde hak vermis, onlardan farki olmadigini fark etmisti. Onlardan birine asik bile olmustu. Vikus'un degisimi ve içindeki dünya bundan farkli degil.


Tek bu degil tabi ki Blade Runner'a benzeyen bölüm. Nasil ki Blade Runner'da filmin sonunda her yakaldigi (fark ettigi) androidin arkasindan bir "origami" birakan dedektif vardi, ki bu bize Deckard'in da android oldugunu hissettirdi, District 9'da aynisi vardi. Origami de, pesine veren insanliktan uzak soguk katil albay vardi.(Dikkat spoiler : Filmin sonunu söyledim)


Ve bu film Blade Runner gibi yillar sonra degeri anlasilacak bir film olmayacaktir ve olmamalidir da. 10/10Bu 10 uzun zamandir en çok sevdigim filmlerden oldugu için verilmis olabilir. 15-20 gün film izleyemedikten sonra izlenen ilk film olmasinin da etkisi var olabilir. Bu durumda da düsse bile notu 9/10 olur. Iyi seyirler.

Not: Değinmeden edilmez. Filmin müzikleri de gayet yerinde ve başarılı. Evet bu filmi çok sevdim. Herşeyiyle.

3 yorum:

ealturk 27 Ekim 2009 18:37  

benim için 2009'un en iyi filmidir ki bilimkurgu filmlerine pek aşina olmayan biriyimdir.Ayrıca inglerious bestards,public enemy kadar ilgi görmemesine şaşırdım.izlediğim gibi de birşeyler karalamıştım.

http://sigarayaniklari.blogspot.com/2009/09/district-9.html

csyasoo 28 Ekim 2009 01:36  

Çok iyi bir film.
Bende hakkında yazcaktım ama bir türlü kısmet olmadı.

Çekim tarzı,oyunculuk,senaryo,kurgu

tek kelimeyle çok iyi.

Sakallis 29 Ekim 2009 19:58  

kesinlikle benim için de 2009'un en iyilerinden biridir. diğeri revanche sanırım.

ama bu film uzun zaman konuşulur unutulmaz. tekrar tekrar da izlenir.

  © Blogger template 'Isolation' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP